2-6-a-6-altinci-hastalik

Süt çocukluğu döneminde sık rastlanan iyi huylu genellikle döküntülü olan bulaşıcı bir hastalık olan altıncı hastalık (Ekzantem subitum veya rozeola infantum) genellikle 6 ay - 3yaş arası çocuklarda sık görülür. Hastaların %95'i 3 yaş altındadır ve en sık 9 ay civarında görülür. İlk 6 aylık dönemde anne karnında göbek bağından geçen antikorlar bebeği korumaktadır. Yenidoğan döneminde %90'larda olan bu antikor düzeyleri 4-6 ay döneminde %40-50'lere düşmektedir.

İlkbahar ve sonbahar aylarında daha sık olmakla birlikte tüm yıl görülebilir. Hastalığa sebep olan virüsler A ve B olmak üzere iki tiptir ve çoğunda etken tip B’dir. Tip B'de hastalık bir kez geçirildikten sonra tekrarlamaz, hayat boyu bağışıklık oluşur. Tip A 'da ise bağışıklık baskılandığında tekrar vücutta aktifleşebilir. Hastalık nadiren de olsa farklı bir tiple tekrarlanabilir.

Altıncı hastalığın en önemli belirtisi, döküntüler öncesinde görülen yüksek ateştir. Hastalık sırasında çocuklarda ateş 39 -39.5 dereceye kadar yükselebilir. Bunun yanı sıra çocuklarda eller ve ayaklarda hafif morarma, titreme ve huzursuzluk gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bazen de ateşe bağlı kasılmalar ve havale gibi tablolar oluşabilir.

Döküntüden önceki dönem ateş dönemi olduğu için ateşe sebep olan birçok hastalıkla (diş çıkarma, üst solunum yolu ve idrar yolu iltihabı gibi) karışabilir. Süt çocukluğu döneminde olduğu için döküntü öncesi ateş dönemi daha çok aileler tarafından dişe bağlı ateş gibi düşünülebilmektedir.

Döküntünün olduğu dönem ise diğer çocukluk çağı döküntülü hastalıkları (kızamık, kızamıkçık, kızıl gibi), ilaç alerjisi veya meningokoksik menenjitle karışabilmektedir. Bu nedenle önemli hastalıkların atlanmaması açısından döküntüsü olan hastanın görülmesi tanının hekim tarafından konulması uygundur.

Ayrıca baş ağrısı, bulantı, kusma, dalgınlık, şuur kaybı ve sayıklama olabilir. Çocuğun yeterince sıvı almadığı durumlarda cildinde kuruluk, gözlerinde hafif çökme ve halsizlik gözlemlenebilir. Pembe renkli, gövdeden başlayıp kollara yayılan deri döküntüleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Diğer çocukluk çağı hastalıklarında ise döküntüler, genellikle boyun ve yüzden başlamaktadır. Döküntüler görülür görülmez birkaç saatlik kısa bir süre içerisinde hemen solmaya başlar. Hastalığın başlangıcından itibaren 2- 3 gün içinde kaybolan döküntüler, kalıcı izlere de neden olmaz.
Bulaşma riskine karşı önlem alınmalıdır!

Hasta çocuğun öksürmesi ya da hapşırması ile ortama yayılan damlacıklar, hastalığın başkalarına da bulaşmasına yol açabilir. Bunların yayılmasına neden olan çocuğun ortamdaki herkes bu risk altındadır. Bulaşmanın solunum yoluyla olması nedeniyle kalabalık ortamlar bebekler için büyük risk taşır. Tüm ateşli hastalığı olan çocuklar diğer sağlıklı bebeklerden izole edilmelidir.

Mutlaka doktora başvurulmalıdır!

* Çocuğun ateşi düşmeden döküntüler başlamışsa,
* 3-4 günlük ateş dönemi geçtikten sonra tekrar ateşlenirse,
* Dalgınlık, uykuya eğilim ve halüsinasyonlar olursa,
* Ciddi baş ağrısı,
* Ense sertliği ve tekrarlayan kusmalar olursa,
* Su kaybı bulguları varsa ve genel durumu kötü ise tekrar doktora başvurulmalıdır.

Altıncı hastalık, teşhisi zor konulan bir hastalıktır. Ateşi düşen çocuğun tekrar ateşlenmesi, çocuğun ateşi düşmeden döküntülerin başlaması, dalgınlık, hayal görme ve sayıklama olması, ciddi baş ağrısı, ensesini kasma, fazla hareket ettirememe, tekrarlayan kusmalar, nefes alma güçlüğü, göğüs ağrısı ve şiddetli öksürük gibi durumlar gözleniyorsa mutlaka çocuk doktoruna başvurulmalıdır.

Hastalık 1 haftaya kadar sürebilir. Tehlikeli olmayan ve spesifik bir tedavi gerektirmeyen bir hastalıktır. Ancak 3-4 günlük şiddetli ateş döneminde %6-15 sıklığında ateşli havale görülebilmektedir. Bazı hastalarda özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda nadiren de olsa akciğer, beyin dokusu ve karaciğer iltihapları olabilmektedir.

Antibiyotik tedavisi gerektirmez. Bol sıvı alımı ve istirahat önemlidir. Ateşi düşürmek ve ateşli havale riskini azaltmak amacıyla ateş düşürücüler kullanılabilir ve ılık banyo yaptırılabilir. Bağışıklığı baskılanmış bireylerde veya akciğer, beyin veya karaciğer iltihabı olan olgularda ileri merkezde yatırılarak antiviral tedavi uygulanmalıdır.

Henüz bir aşısı yoktur. Bulaşıcılığı çok fazla olmadığı için izolasyon önerilmez. Hijyen kurallarına uyma ve sık el yıkama uygun korunma yöntemleridir.

TOP