Nodüler Kutane Metastaz
Derinin metastatik tümörleri nadir gözlenen, internal malignite tanısından önce veya herhangi bir zamanda ortaya çıkabilen deri tümörleridir. İnternal maligniteli vakaların %0,7 ile %10,4’sinde derinin metastatik tümörlerinin gözlendiğine dair çalışmalar mevcuttur. Henüz primer internal malignite tanısı almamış hastalarda metastatik deri tutulumu gözle görülebilir olması ve esas malign tümör için haberci niteliğini taşıması açısından oldukça önem taşımaktadır. Oysa ki çoğu kez nodül veya papül şeklinde ortaya çıktığı gözlenen deri metastazları, bazen hasta bazen de sağlık profesyonelleri tarafından basit görülerek önemsenmemekte ve histopatolojik incelemeye başvurulmadığında ise tanı konması gecikmektedir.
İnternal malignite tanısı almış olgular dermatologlara başvurduğunda özellikle deri metastazı olasılığı akılda tutulmakta ancak, nadir rastlanan bu tümörlerin klinik özellikleri de iyi bilinmediğinden, olgular malignite tanısı almamış ise deride metastaz ön tanısı atlanabilmektedir.
Karsinoma Erizipeloides
Karsinoma erizipeloides ilk kez 1931 yılında Rasch tarafından keskin sınırlı eritem, ısı artışı ve endürasyonun gözlendiği erizipel benzeri tablo olarak tanımlanmıştır. KE en sık meme karsinomu ile birlikteliğine rastlandığı için önceleri 'memenin inflamatuar karsinomu' olarak da adlandırılmasına rağmen daha sonra akciğer, mide, tiroid, prostat ve larinks gibi organ maliniteleri ve melanoma ile birlikteliği de bildirilmiştir.
Lezyonlar çoğunlukla tutulan meme üzerinde, bölge drenajını sağlayan yüzeyel ve derin lenfatiklerin ya da lenf nodlarının tümör hücreleriyle invazyonla tıkanması sonucu oluşur. Literatürde deri metastazları içerisinde yer almasına rağmen; KE’nin tümör hücrelerinin deriye komşuluk yoluyla ulaşmasından dolayı invaziv karsinom olduğu unutulmamalıdır.
İngilizce literatürde dört meme karsinomu, dört gastrik adeno karsinom, iki prostat karsinomu, bir tiroid karsinom ve bir akciğer karsinomunun neden olduğu toplam 12 KE vakası tanımlanmıştır. Türkçe literatürde ise üç meme karsinomu, bir gastrik adeno karsinomu, bir larinks karsinomu ve bir malign melanomaya eşlik eden toplam altı KE vakası bildirilmiştir.
Sister Mary Joseph Nodülü
Sister Mary Joseph nodülü, kanser hastalarında görülen umbilikal metastazdır. Umbilikal metastazın oluşumunda suçlanmış birkaç farklı yol olup, primer odak genellikle karında ya da pelviste yerleşmiştir. Hastalarda prognoz oldukça kötüdür.
Umbilikusta yerleşmiş cilt metastazı ‘Sister Mary Joseph nodülü’ (SMJN) olarak tanımlanır. Sister Mary Joseph Dempsey, 1890-1915 yılları arasında Minnesota’da St. Mary’s Hastanesi’nde, William J Mayo’nun cerrahi asistanı olarak çalışmış ve 1928’de bu metastatik nodul hakkındaki ilk makaleyi yayınlamıştır. Primer odak sıklıkla karın içi ve pelvik organlardır fakat hematolojik malignitelerin umbilikal metastazı da nadir olarak bildirilmiştir. Sister Mary Joseph nodülü, kanser hastalarında kötü prognostik göstergedir ve tanı anından itibaren tedavi almayan hastalarda sağkalım 2 ile 11 ay arasında bildirilmiştir.
Paget Hastalığı
Paget hastalığı, İngiliz doktor Sir James Paget tarafından ilk olarak tanımlanmıştır. Dr Paget 1814 ve 1899 yılları arasında yaşamış bir bilim insanıdır. Bu bilim adamı kendi adı ile isimlendirilen üç hastalığı ilk olarak tanımlamıştır. Memenin paget hastalığı meme başı ve çevresindeki kahverengi bölgede meydana çıkan, invaziv meme kanseri ya da intraduktal karsinomin situ adı verilen meme kanseri türleridir.
Hastaların ortalama yarısında memede ele gelen bir kitle saptanırken, geri kalan yarısında da meme içerisinde teşhis edilebilen bir kitle bulunmamaktadır. Görülme sıklığı diğer kanser türlerine göre daha azdır. En fazla rastlandığı yaşlar 55-60 yaşları arası olup, genellikle tek memede görülür. Paget hastalığında çoğunlukla egzamaya benzeyen ülserasyon görünümlü meme başı şekli oluşur.
Önceleri tam meme başında kırmızı renkli bir kızarıklık, sonraları çevresindeki kahverenkli deriye (areolaya) yayılmaya başlar.
Bu durum kullanılan egzama ilaçları ile düzelmeyip, ilerlemeye devam eder ve ilerledikçe hastada o bölgede acı, yanma ve bazende kanlı akıntı meydana gelebilir. Paget hastalığının nedeni tam olarak bilinmediği gibi, bazı kadınlarda rastlanma riski oldukça yüsektir. Hiç çocuk sahibi olmamış, geç yaşta çocuk sahibi olmuş, erken adet görmüş ve geç menopoza girmiş kadınlarda, ailesinde meme kanseri hastası olan kadınlarda paget hastalığının görülme oranı daha fazla olabilir.