Çil (Efelid)

En çok yanak, alın ve çene kısmında görülen bu lekeler açık veya daha koyu kahverengi lekeler şeklinde olabilirler. Genelde güneşli mevsimlerde artarken güneş olmayan mevsimlerde azalma gösterirler.

Erken yaşlarda solar lentigo denilirken ileri yaşlarda oluşanlara senil lentigo denilir. Boyutları 2-20 cm arasında, renkleri açık kahverenginden siyaha kadar değişebilir. Lentigolar bazen sistemik birtakım hastalıklarla birlikte olabilirler veya hastalıkların habercisi olabilirler.

Labial Melatonik Makül

Sıklıkla alt dudakta kahverengi maküller olarak gözlenmektedir. Özellikle genç kadınlarda sıktır. Çillere benzer ancak güneşte koyulaşmaz. Kansere dönüşmez.

Benign Melanositik Nevüsler

Benign melanositik nevüsler ilk olarak doğumdan sonra ortalama bir yaşında belirginleşir. Yavaşça ve simetrik olarak zaman içinde genişler ve yaşamın ikinci ve üçüncü dekadında sayıları en fazlaya ulaşır. Nevüsler yaş ilerledikçe regrese olur ve yedinci ve sekizinci dekadlarda da kaybolur.

Nevüs gelişiminde rol oynayan önemli etyolojik faktörler genetik, yaş, deri tipi, güneş ve ultraviyole ışınları, hormonlar ve immunsupresyon olarak sayılabilir. Melanositik nevüs gelişiminde esas çevresel risk faktörünün güneş ışınlarına maruziyet olduğu son zamanlarda yapılmış olan çalışmalarla desteklenmektedir. Özellikle hayatın ilk iki yılındaki güneş ışınıyla temasın miktarı melanositik nevüs gelişiminde önemlidir. Çocukların maruz kaldıkları güneş ışını miktarı ve yoğunluğu edinsel melanositik nevüs oluşma sıklığını arttırmaktadır. Açık cilt tipine sahip olanlarda, Fitzpatrick’in deri tipi I ve II’de, çilleri olanlarda, açık saç ve göz rengine sahip olanlarda ve yoğun güneş ışığı maruziyetinde benign melanositik nevüs sayısında artış gösterilmiştir.. Aralıklı güneş ışınlarına maruz kalınması kronik olarak uzun süreli maruziyetten daha önemlidir ve hatta devamlı güneş ışınları altında yaşayan kişilerde melanositik nevüs sayısının daha az bulunduğu bildirilmiştir. Nevüs gelişiminde genetik özellikler de önemli bir yer tutmaktadır. İkiz çalışmalarında ve deri malign melanomu olan kişilerin aile bireylerinde nevüs yoğunluğu ve toplam nevüs sayısında artış saptanmıştır.

Peutz-Jeghers Sendromu

Peutz-Jeghers sendromu (PJS), gastrointestinal sistemde benign hamartamatöz polipozis ve mukokutanöz pigmentasyona neden olan otozomal dominant bir hastalıktır. Polipler sıklıkla jejunum ve ileumda görülse de duodenum, mide ve kolon da tutulabilir. Polipoid lezyonlarda malign dejenerasyon nadiren izlenebilir. Over, uterus, testis, akciğer, meme, pankreasta ekstraintestinal malignansiler izlenebilir.

Carney Kompleksi

Sivilceli deri pigmentasyonu; miksomalar (iyi huylu (kanserli olmayan) bağ dokusu tümörü olan) ve iyi huylu veya kanserli tümörler; (vücudun diğer bölgelerine, endokrin (hormon üreten) bezlere yayılabilir anlamına gelir).

Tümörler iyi huylu veya kanser olabilir. İyi huylu bir tümör büyüyebilir, ama yayılacağı anlamına gelmez. Kanserli bir tümör kötü huyludur, kanser büyüyebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir anlamına gelir.

Carney kompleksi belirtileri genellikle 20’li yaşlardan erken gelişir. Cilt pigmentasyonu ve kalp tümörü miksoma ya da diğer kalp problemleri genellikle durumun ilk işaretleridir.

Sivilceli deri pigmentasyonu; dudaklar, gözün iç ve dış köşeleri, gözün konjonktiva tabakası ve genital bölge etrafında bulunur. Carney kompleksinin diğer ortak özellikleri; Cushing sendromu ve birden fazla tiroid nodülleri (tümörler) olmaktadır. Cushing sendromu özellikleri kilo alma, yüksek tansiyon, diyabet ve kolay morarma (aşırı kortizol hormonundan kaynaklı) kombinasyonudur. Carney kompleksi olan insanlarda kanser riski yüksek olmasına rağmen, çoğu tümörler iyi huyludur.

Carney kompleksi aşağıdakiler gibi de anılır:

  • NAME Sendromu: Nevüs (doğum lekeleri veya benler anlamına gelir), Atriyal miksoma, Miksoid Nörofibroma ve Efelid (çiller).
  • LAMB sendromu: Lentigolar (yaşlılık lekeleri), Atriyal Miksoma ve Mavi nevüs.

Carney Kompleksi Nedenleri
Carney kompleksi genetik bir hastalıktır. Kansere yakalanma riski ve Carney kompleksin diğer özellikleri ailede gen mutasyonları (değişiklikler) ile nesilden nesile aktarılabilir, anlamına gelir. Özellikle, araştırmacılar PRKAR1A geninin protein kinaz A (PKA) ile vücudun hücre sinyallerini düzenleyen katılımıyla Carney kompleksi ile ilişkili olduğunu yeni öğrendiler. Araştırmacılar; Carney kompleksi olan insanların %60’ından fazlasında PRKAR1A geninde bir mutasyon ve %6’sının üzerinde bu gende delesyon olduğuna inanmaktalar. Bugüne kadar, toplam 125 farklı PRKAR1A mutasyonu bulundu. Mutasyonların çoğu sadece ailelerde tek olarak tespit edilmiştir, yani, benzersizdir. Şimdiye kadar, belirli bir mutasyon türü ve Carney kompleksinin bazı belirtileri ile kanser arasında güçlü bir ilişki görülmemiştir.

PRKAR1A mutasyonu olmayan insanlarda tipik olarak sonraki hayatında hafif belirtiler göstermeye başlar. Bu insanlar daha az sıklıkta Carney kompleksi tarafından etkilenen diğer aile üyelerine sahiptir. Bu kişide gen mutasyonu tesadüfen, yani sporadik olarak meydana gelmiş kabul edilir.

Son zamanlarda, PRKACB genindeki mutasyonlar, Carney kompleksi olan tek bir hastada bulundu. Ayrıca Cushing sendromu olan çocuklarda Carney kompleksine dair başka semptom bulunmadı. PDE11A mutasyonları ve PDE8B genleri ayrıca Cushing sendromu olan genç insanlarda bulundu. Ancak onların Carney kompleksi ile bağlantısı soru işaretleri taşıyor. Carney kompleksi ile ilişkili olabilecek diğer genleri arama çalışmaları sürüyor.
Carney Kompleksi Nasıl Aktarılır?
Normalde, her bir hücre, her genin iki kopyasına sahiptir: biri anneden, biri de babadan aktarılır.  Carney kompleksi, mutasyon bir genin sadece bir kopyası ile olursa otozomal dominant (baskın) kalıtım modelini izler. Bu da, gen mutasyonu olan bir ebeveyn normal genin bir kopyasını ya da mutasyon genin bir kopyasını aktarabilir, demektir. Bu nedenle, mutasyona sahip bir ebeveyni olan çocuğun bu mutasyonu kalıtım yoluyla alma olasılığı %50’dir. Mutasyona sahip bireyin kız veya erkek kardeşi ya da ebeveynlerinde aynı mutasyonun olma şansı da %50’dir.

Çiftlerden biri bu kalıtsal kanser sendromu riskini artıran gen mutasyonunu taşıdığını biliyorsa, çocuk sahibi olmak istedikleri takdirde çiftler için seçenekler vardır. Preimplantasyon genetik tanı (PGD), in-vitro fertilizasyon (IVF) ile birlikte yapılan tıbbi bir prosedürdür. Bilinen spesifik bir genetik mutasyon taşıyan insanlara mutasyona sahip olmayan çocuklara sahip olma olanağı sağlar. Kadının yumurtaları kaldırılır ve bir laboratuvarda döllenir. Embriyo belli bir büyüklüğe geldiğinde bir hücre çıkarılır ve söz konusu genetik hastalık için test edilir. Ebeveynler daha sonra mutasyon yoksa embriyo transferini seçebilirler. PGD on yılı aşkın bir süredir kullanılmaktadır ve son zamanlarda birçok kalıtsal kansere yatkınlık sendromları için kullanılmıştır. Ancak bu karmaşık prosedüre başlamadan önce finansal, fiziksel ve duygusal faktörler dikkate alınmalıdır. Daha fazla bilgi için, tüp bebek klinikleri ile konuşabilirsiniz.
Carney Kompleksi Ne Kadar Yaygındır?
Carney kompleksi çok nadirdir. Dünya çapında yaklaşık 500 vaka bildirilmiştir. Olguların kalan %25 ila %40’ı sporadik gibi görünür ve de novo nedeniyle, yani yeni bir gen mutasyonuna sebebiyle olabilir.
Carney Kompleksi Nasıl Teşhis Edilir?
Bir birey aşağıda listelenen 12 önemli özelliklerinden en az ikisine sahipse, Carney kompleksi tanısı konur. Yakın aile üyelerinden biri, anne, baba, kardeş veya çocuklarda zaten Carney kompleksi teşhis edilmişse, bu insanların aşağıdaki özelliklerden en az birine sahip olması ile etkilendiği kabul edilir.

Carney Compleksi için majör tanısal özellikler:

  • Belirli desen ve konumu ile sivilceli deri pigmentasyonu
  • Miksoma (iyi huylu tümörler)
  • Kalp tümörü miksoma
  • Memede miksomatöz
  • Meme duktal adenomlar
  • Primer pigmente adrenokortikal nodüler hastalık (PPNAD) veya Cushing sendromu ile ilgili idrar testinde anormal sonuç (Liddle testi)
  • Akromegali; hipofiz tümörü nedeniyle yüz, el ve ayak boyutunda artış
  • Testis tümörleri; büyük hücreli kalsifiye sertoli hücreli tümörleri (LCCST)
  • Tiroid kanseri
  • Psammomatöz melanotik schwannoma; sinirler üzerinde büyüyen tümör anlamına gelir.
  • Mavi nevüs (mavi-siyah benler)
  • Osteokondromiksoma (kemik tümörleri)

Carney kompleksi hastalığından şüphelenilen insanlar için PRKAR1A gen mutasyonları için genetik testler mevcuttur. Eğer hasta PRKAR1A gen mutasyonuna sahipse ve yukarıdaki tümörler veya diğer hastalıklardan biri varsa, sonrasında Carney kompleksi tanısı konur. Yeni genler için genetik test (PRKACA, PRKACB, PDE11A ve PDE8B) henüz ticari olarak mevcut değildir.

Buna ek olarak, diğer fiziksel belirtiler Carney kompleksi olan kişilerde görülmektedir. Bu fiziksel belirtiler Carney kompleksini işaret edebilir; anca  önemli tanısal özellikler olarak dikkate alınmaz. Araştırmalar, bu duruma bağlı semptomlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için devam etmektedir.

  • Koyu pigmentli lekeler olmadan önemli çillenme
  • Mavi nevus, birden fazla ise ve biyopsi ile teyit edildiyse
  • Café au lait (sütlü kahve) lekeleri; cilt üzerinde açık kahverengi lekeler veya diğer doğum lekeleri
  • Kardiyomiyopati
  • Pilonidal sinüs
  • Cushing sendromu geniş aile öyküsü, akromegali ya da ani ölüm
  • Lipomlar denilen cilt lezyonları
  • Polipler, kalın bağırsaktaki iyi huylu tümörler anlamına gelir, genellikle akromegali birlikte olur.
  • Genç bir kişide kanserli olmayan, tek tiroid nodülü, yaşlı birinde birden fazla tiroid nodülü
  • Kanser aile öyküsü (özellikle tiroit, kolon, pankreas ve yumurtalık kanseri)

Carney Kompleksi İle İlişkili Tahmini Kanser Riskleri Nelerdir?
Carney kompleksi olan kişilerde kanser riski artar; ama kanser için spesifik risk bilinmemektedir. Carney kompleksi olan kişilerde bildirilen kanser türleri şunlardır: Adrenokortikal karsinom, hipofiz bezi tümörleri, tiroid, kolorektal, karaciğer ve pankreas kanseri. Kadınlarda yumurtalık kanseri ve erkeklerde testis tümörleri, Sertoli veya Leydig hücreleri içeren, ayrıca bildirilmiştir.
Carney Kompleksi İçin Tarama Seçenekleri Nelerdir?
Carney kompleksi için özel tarama kuralları yoktur. Önerilen taramalar şunları içerir:

  • Yıllık ekokardiyografi, bebeklikten itibaren
  • Bir sağlık uzmanı tarafından düzenli cilt değerlendirmeleri
  • Ergenlik döneminde başlayan yıllık kan testleri (serum kortizol, prolaktin ve IGF-1 düzeyi)
  • Tiroid bezi muayenesi, ultrason görüntüleme içerebilir.
  • Genel endokrin sistemi taraması
  • Erkeklerde testis muayenesi ve/veya ultrason

Yeni teknolojiler geliştirilmekte olup, Carney kompleksi tarama kuralları da zaman içinde değişebilir. Uygun tarama testleri konusunda doktorunuzla konuşmanız önemlidir.

 

Lentigo Solaris

Derinin epidermis tabakasında yerleşmiş güneşle tetiklenen melanosit hücrelerinin çoğalmasıdır. Özellikle açık tenli ve uzun süre güneşe maruz kalan kişilerin önemli bir kısmında çok sayıda lezyonlar (lekeler) şeklinde olur. En sık el sırtı, alın, göğüs V’si, omuzlar ve sırt gibi güneş alan bölgelerde yerleşir.

Genellikle deri seviyesinde bazen üzerinde hafif pullanma bulunan 0.5-1.5cm çapında, yuvarlak veya oval, çevreye doğru yıldızsı uzantılar gösteren, düzensiz maküllerdir. Rengi açık kahverengi ve ten rengi arasında değişir, bazen siyah ta olabilir. Herhangi bir belirtiye yol açmaz. Genellikle 40 yaştan sonra, fakat güneşli iklimlerde yaşayanlarda 30 yaştan sonra görülür. Açık ten rengine sahip kişilerde daha sıklıkla ortaya çıkar. Akut güneş yanıklarından ve aşırı doz PUVA tedavisinden sonra ortaya çıkar.

Lentigo Simpleks
Kahverengi keskin sınırlı, birkaç mm çapında lekelerdir. Doğumda var olabileceği gibi sonradan da oluşur. Oluşumunda güneşin etkisi yoktur. Vücudun her yerinde olabilir. Çoğunluğu sabit kalırken bazıları kendiliğinden kaybolur. Tedavi estetik kaygılarla yapılır. Lazer tedavisi ile başarılı sonuçlar alınır.

Segmental Lentijinöz

Segmental lentijinöz, çok sayıda, milimetrik, açık kahverengi, grup yapmış maküllerin normal görünümlü deri üzerinde unilateral ve dermatomal yerleşmesiyle karakterize nadir görülen bir pigmentasyon bozukluğudur. Parsiyel unilateral lentijinöz, zosteriform lentijinöz, agmine lentijinöz, lentijinöz mozaizm olarak da adlandırılır. Genellikle konjenital olan veya çocukluk çağında ortaya çıkan bu tablo çoğu kez deriye sınırlı olmakla birlikte, az sayıda nörolojik anormallik veya göz tutulumu gösteren olgular bildirilmiştir. Histopatolojisi lentigo simplekse benzer özellikler göstermekte olup nest oluşumu genellikle yoktur.

Nörofibromatozis

Nörofibromatozis (NF) değişik sinirler boyunca tümörlerin büyümesine sebep olan ve ek olarak kemik ve deri gibi sinir harici dokuların gelişimini etkileyen genetik hastalıklar takımıdır. NF tümörlerin vücutta herhangi bir yerde büyümesine neden olur. Ayrıca gelişimsel anormalliklere de yol açar.

Nörofibromatozisin tipleri

Nörofibromatozis (NF) iki ayrı tipe sınıflanır:

NF 1 ve NF 2

Nörofibromatozis 1 (NF1), ayrıca von Recklinghausen NF veya periferal NF bilinmekte olup 4000 doğumda bir ortaya çıkar. Deride ve deri altında çoklu kahve lekeleri ve nörofibromalar ile karakterizedir. Kemiklerin genişlemesi ve deformasyonu ve omurganın eğilmesi (skoliyozis) ayrıca ortaya çıkabilir. Nadir olarak tümörler beyin içerisine kraniel sinirlerde veya spinal kordda gelişebilir. NF’li insanların yaklaşık %50’si öğrenme yetersizliklerine sahiptir.
Nörofibromatozis 2 (NF 2) ayrıca bilateral akustik NF (BAN) olarak bilinir, daha nadir olup 40.000 doğumda bir ortaya çıkar.NF 2 kraniyel ve spinal sinirlerde çoklu tümörler ve beyin ve spinal kordun diğer lezyonları ile karakterizedir. Her iki işitme sinirini etkileyen tümörler özgün işaretidir.
10’lu yaşlarda 20’lerin başında ortaya çıkan duyma kaybı genlikle ilk semptomdur.
NF1’in Nörofibromatozisin en sık tipi olması itibari ile bu yönergelerdeki medikal bilgi NF1’e odaklanmıştır. Tabiî ki temel fikir bu ağı genişletmek ve mümkün olduğunca NF2 ile etkilenen bireylerin takip edilmesine yönelik tavsiyeleri de bir araya getirmektir.
Cafe-au-lait (sütlü kahve) lekeleri (CLS)
NF1'in en yaygın görülen bulgusu olup, cilt üzerinde açık kahve renkte lekelerdir ve Fransızca bir terim olan “café-au-lait”, sütlü kahve terimi ile tanımlanmaktadir.

NF1'li bireyler 6 ya da daha fazla sayıda CLS'ye sahiptir. Daha az sayıda CLS varsa NF tanısı kesin değildir, çünkü toplumun %10'unda 1-2 tane CLS bulunmaktadır. Lekelerin boyutu çocuklarda 5 mm ve üzeri, erişkinlerde ise 15 mm ve üzeri olarak tanımlanmıştır. Genelde, birkaç istisna dışında, tümörler CLS'nin bulundugu yer ile ilişkili değildir.

CLS, NF1'li çocuklarda genellikle doğumla birlikte ya da 2 yaşına kadar ortaya çıkar. Lekelerin sayısında çocukluk yıllarında ve daha sonraki dönemlerde artış görülebilir. Lekeler erken çocukluk döneminde daha açık renkli iken yaşla birlikte koyulaşırlar.

NF1'li bireylerde küçük, koyu renkli lekeleri çillerden ayırdetmek güçtür. NF olmayan bireylerde çillenme genellikle cildin güneşe maruz kalması sonucunda gelişmektedir. NF1'li bireylerde ise CLS ve çillenme vücudun farklı bölgelerinde olmaktadır: örnegin, koltuk altında ve kasıklarda çillenme görülmesi NF1 tanısı için güçlü bir kanıt oluşturur. Bu bölgelerde çillenme 3-5 yaş civarı başlar.

Nevus Spilus

Edinsel bir leke olan bu ben türünde Q-SW 694 nm Ruby veya 532 nm Nd-Yag lazerler ile tedavi ediyoruz. Nevus spilus’ta uygulana lazer tedavileri genelde yüz güldürücü sonuçlar verir. İlaç reaksiyonları sonrası oluşan lekeler, veya herhangi bir tedavi sonrası oluşan lekelenmelerde Q-SW 1064 nm Nd-Yag lazer tedavileri ve renk açıcı mezoterapi uygulamaları ile lekeleri açmaya çalışıyoruz.

Becker Nevüs

Genelde gövde veya kol bacakta görülen kahverengi, kılların kalın koyu renkli olduğu ben olarak isimlendirilen edinsel (sonradan oluşan) lekelerdir. Bu sorunda tedavi edilmesi gereken iki farklı sorun bulunmaktadır. Birincisi kalın oyu renkli kıllardır. Bu kılları 1064 nm Nd-Yag lazer ile lazer epilasyon yada iğneli epilasyonla tedavi ediyoruz. Ciltteki koyu lekeyi ise 694 nm Q-SW Ruby lazer ile tedavi ediyoruz.

Mongol Lekesi

Bel bölgesinde mavimsi renkte farklı boyutlarda lekelerdir. Bir ben türüdür. Q-SW 1064 nm Nd-Yag lazerle tedavi edilir. Basit krem anestezi altında yapılmaktadır. Çocukluk dönemi vakalarında kısa süreli damardan anestezi ile hasta uyutulur ve tedavi ancak öyle tamamlanır. Bu tür lekelerde bebeklik veya çocukluk döneminde tedaviyi daha fazla öneriyoruz. Çünkü deri bebeklik döneminde daha incedir, tedavi alanı daha dardır ve deri daha açık renklidir. Bu dönemde yapılan tedaviler daha başarılı olur.

Mavi Nevüs

Sonradan deride beliren, iyi huylu, sert, mavi-gri siyaha kadar değişen renklerde, keskin sınırlı, papül veya nodül olup, melanin üreten dermal melanositlerin lokalize proliferasyonunu gösterir. Çocukluk ve genç erişkinlik döneminde başlar. Melanosit adlı hücrelerin dermis katmanındaki ektopik birikimlerinin sonucunda oluşur. Genellikle herhangi bir şikayete neden olmaz. Papül, nodül görünümünde, genellikle çapı 10mm altında, yuvarlak ve oval şekilli olabilirler.

Çoğunlukla el ve ayakların sırtında yerleşir. Kalçalar, bel, saçlıderi ve yüzde de oluşabilir. Çoğu kez değişikliğe uğramaz, nadiren malign melanom ( en kötü cilt kanseri) gelişebilir. Çapı 10mm altında ve uzun yıllardan beri değişiklik göstermeyen mavi nevus genellikle eksizyon gerektirmez. Aniden ortaya çıkan veya varolan mavi nevustaki değişim cerrahi çıkarım ve dermatopatolojik inceleme gerektirir.

Ota Nevüs

Ota Nevüs selim karakterli, yüz bölgesinde mavi-kahverengi renkli leke şeklinde ortaya çıkan, tek veya çift taraflı ve çoğunlukla gözü de tutan bir ben türüdür. Japonyada yapılan bir araştırmada toplumdaki sıklığı %0.4-0.8 olarak bulunmuştur. Doğumda veya ergenlik çağında ortaya çıkabilir. Nedeni bilinmemektedir. Ota nevüs selim karakterli bir oluşum olmasına rağmen malin melanom riski taşır. Ota nevus tedavisi zorunlu değildir. Tedavisi kozmetik amaçla yapılır. Ota nevus tedavisinde lazerler etkilidir.

Tedavide kullanılan lazerler:

– Q switch Nd: YAG ( 532 nm) lazer ( KTP lazer)

– Q switch alendrite ( 755 nm) lazer

– Q switch ruby (694 nm) lazer

 

Nevüs Hücreli Nevuslar

Benign melanositik nevuslar benign melanosit proliferasyonlaridir. Doğumda mevcut bulunabilirler veya yaşam seyri boyunca gelişim gösterebilirler. Epidermis, dermis veya her ikisinde de histolojik olarak gösterilebilir nevus hücresi agregatlarinin bulunduğu değişken yoğunlukta pigmentasyon gösteren yamalı, papüller veya papillomatöz deri lezyonlari olarak görülmektedirler. Proliferasyon öncelikle dermoepidermal bileşkedeki epidermiste meydana gelmektedir ve dolayısıyla, ilk melanositik nevuslar bileşke nevusları olarak bilinmektedirler. Ardından, nevus hücreleri dermise “düşmektedirler”. Nevus hücreleri yalnızca dermisin içinde olduklarında dermal hücresel nevuslar olarak bilinmektedirler ve bileşkeye ait ve dermal yapılar bulunduğu zaman bileşik nevuslar olarak adlandırılmaktadırlar.

Melanonişi Striata

Proksimal tırnak kıvrımı ve kiitikuladan lımak plağının serbest distal ucuna uzanan koyu renkli genişçe çizgilerdir. Koyu tenli insanlarda normal fizyolojik yapı sonucu olabilir ve tedavi gerekmez. Melanonişi striata selim melanositik nevüs ve malin melanomda da görülür. Hutchinson belirtisi-lunula, kütiküla ve proksimal tırnak kıvrımı boyunca melanin bulunması-tımak matriksindeki melanomun belirtisi olabilir. Derhal biyopsi ve tedavi yapılması gerekir.

İntradermal Nevus

Bu tür ayrıca mukoza ve deride bulunabilir nevüsler sıradan lekesi olarak bilinen ve neredeyse tüm kişilerde görülmektedir. Tipik olarak, kahverengi pigmentasyon ile bu konjenital nevus. Çoğu insan için, doğum lekeleri varlığı rahatsızlıktan kozmetik neden olmaz.

Papillomatöz Nevus

Eğitimin bu tür kafa derisinde en sık olmakla derinin herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. Papillomatöz nevus (birkaç santimetre) kadar geniş engebeli ve pürüzlü yüzey, renk aralığı değişir olduğu kahverengimsi (nadiren siyah veya koyu - kahverengi) normal deri rengine. Hem de fibroepitelyal olarak, papillomatöz nevus genellikle saçlarından nüfuz edilebilir. Yaralanma sonrası, papillomatöz nevus iltihaplı. Nedeniyle yüz ve derinin diğer açık alanlarda eğitimin yerelleştirme, hastalar belirgin kozmetik kusur kurtulmak için obsesif arzusu belirir, yürütmek için ayrılmış kozmetik bakımı sayesinde mümkündür.

Konjenital Dev Nevüs Tedavisi

Konjenital dev kıllı nevüsler bebek doğduğunda yada doğumu takip eden ilk bir yıl içinde fark edilen, genelde bebeğin avuç içinden daha büyük olan, koyu renkli ve üzerinde kıl olan benlerdir. Tanım gereği erişkinde çapı 20 cm’den büyük olan, vücut alanının %2’sinden fazla bir alanı kaplayan veya eksizyonu sonrası oluşan defektin tek seferde kapatılabilmesi için doku genişletilmesine ihtiyaç olan veya seri eksizyonlar ile çıkartılabilen lezyonlar olarak tarif edilirler.

Toplumda görülme sıklığı %1 olarak rapor edilse de bunların pek çoğu görece küçük lezyonlardır. Büyük lezyon olarak kabul edilen çapı 10 cm’den büyük olan lezyonlar her 20000 doğumda bir görülür. Tüm gövdeyi mayo tarzında kaplayan gerçek dev nevüsler ise yaklaşık her 500000 doğumda bir görülür.

Vücudun her yerinde görülmekle birlikte genellikle baş ve kalça bölgesinde ortaya çıkar.

Tüm hayat boyunca % 2-4 oranında malign değişiklik gösterme riski taşır. Ancak bazı yayınlarda bu oran %40 gibi çok yüksek oranlarda gösterilmektedir. Bu nedenle çıkarılmaları önerilir. Özellikle ülserasyon, renk farklılaşması, şekil değişikliği veya üzerinde nodülarite (tomurcuklanma) gözlenen lezyonların bir an önce tamamının çıkartılması, çıkartılamıyor ise biyopsi yapılarak değişikliklerin mikroskop altında değerlendirilmesi uygun yaklaşımdır.

Bu lezyonların çıkartılması için en uygun yöntem veya çıkartılma zamanı ile ilgili tıbbi literatürde tam bir fikir birliği yoktur. Genel kanı olabildiğince ergenlik çağından evvel lezyonun tamamının çıkartılması yönündedir. Burada amaç kanser gelişme riskini olabildiğince düşürürken hastaya olabildiğince kozmetik ve/veya fonksiyonel kayıp yaşatmamaktır. Dermabrazyon (zımparalama), kürtaj ve lazer ablazyonu gibi yüzeyel tıraşlama tekniklerini önerenler olsa da yaygın uygulama cerrahi olarak tam kat deri eksizyonu yapılarak çıkartılmaları yönündedir. Eksizyonu takiben eğer deri kenarları karşılıklı gelebiliyor ise dikiş atılarak derinin kapatılması esastır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda deri grefti (deri aşısı, deri nakli) yapılarak oluşan deri defekti kapatılabilir. Bir diğer uygulama lezyonun tek seferde çıkartılmayıp, aşamalı olarak çıkartılması ve her defasında sağlam deri kenarı ile lezyonun kalan kenarının karşılıklı dikilmesidir. Aşamalı eksizyon denilen bu yöntemle sağlam deri yavaş yavaş genişleyerek nihai olarak lezyonun yerine kaydırılmış olur. Bir başka seçenek ise lezyon çevresindeki deri altına silikon balonlar koyup, balonları yavaş yavaş şişirerek sağlam derinin genişletilmesi, yeterli doku elde edildikten sonra lezyonun çıkartılmasını takiben oluşan defektin genişletilmiş olan sağlam derinin kaydırılması sonucu tek seferde kapatılmasıdır.

 

Displastik Nevüsler ( Displastik Benler)

Bu terim sıradan benlerden farklı görünüme sahip olan, yani “atipik” görünen benler için kullanılan bir terimdir. Bazen bu görünüşleri nedeniyle Atipik ben (nevüs) olarak adlandırılsalar da en sık kullanılan isim displastik nevüstür. Displastik benler, Doğumda ortaya çıkan benler değillerdir. Bir kişide ailesel (aile içinde farklı bireylerde) olabileceği gibi ailede başka bireylerde olmaksızın da ortaya çıkabilir. Sayıları bir tane olabileceği gibi çok sayıda da olabilir. En sık gövde ve sırtta yerleşirler. Ailesel olanlar sıklıkla ergenlik dönemine kadar belirirlerse de genel olarak her yaşta ortaya çıkabilirler

Görünüş olarak doğumsal olmayan diğer sıradan benlerden daha büyüktürler. Çapları 5-6 mm’in üzerindedir. Asimetrik olabilirler (beni iki ayrı eksende üst üste katladığınızda simetrik değildir). Ben içinde açık ve koyu kahve renkli alanlar olabilir. Şekil olarak deriden kabarık olanları veya deri ile aynı seviyede olanları mevcut olabilir. Deriden kabarık olmayan benin orta kısmında kabarık bir alan olabilir. Deriden kabarık olmayan kısımı yumurtanın beyazı, ortadaki kabarık olan kısmı ise yumurtanın sarısı olarak düşünürsek, böyle bir görüntü sahanda yumurta olarak tarif edilebilir.

Halo Nevüs

Bazı benlerin etrafı beyaz bir halka ile kaplıdır. Bu tip benler çocuklukta ve ergenlik döneminde görülür. Herhangi bir zararları yoktur ve zamanla ortadaki ben ve beyaz halka ortadan kalkar. Bazen renk değişikliği melanom denen cilt kanserinde de görülebilir, eğer şüphe duyulursa biopsi almak gerekebilir.

Spitz Nevus

Spitz nevus (benign juvenile melanoma) çocuklarda sık gözlenir ancak erişkin dönemdede çıkabilmektedir. Melanoma değildir ancak klinik ve patolojisi melonomaya çok benzemektedir. Kırmızı- kahverengi tepe şeklinde papül yada nodül formunda üzeri düz yada hafif kabarmalı 0.3-1.5 cm çapında olabilmektedir. Renk kanlanmasına öre değişmektedir. Travma olduğunda kanama olabilmektedir. Tek yada çok sayıda olabilmektedir. Birden ortaya çıkmaktadır ve yavaş büyümektedir.

Pseudomelanoma

Benin yetersiz alındığı yerde haftalar ve aylar içerisinde hafif renklenmeler olmaktadır. Bunun benin tekrarıdır ancak patolojik olarak melanomaya benzediği için bu isim verilmiştir.

TOP